Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
throw (in)
throw (in)
Geçmiş
Cümleler
"throw (in)"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 268 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Phrasals
1
Öbek Fiiller
throw in
f.
yenilgiyi kabul etmek
Don't
throw in
the towel.
Yenilgiyi kabul etmeyin.
More Sentences
General
2
Genel
throw-in
i.
bonus olarak eklenen şey
3
Genel
throw dust in somebody's eyes
f.
gözünü boyamak
4
Genel
throw in the towel
f.
yenilgiyi kabul etmek
5
Genel
throw in the towel
f.
havlu atmak
6
Genel
throw in the sponge
f.
yenilgiyi kabul etmek
7
Genel
throw in the towel
f.
pes etmek
8
Genel
throw in
f.
ilave etmek
9
Genel
throw in the street
f.
sokağa atmak
10
Genel
throw a monkey wrench in the works
f.
işi bozmak
11
Genel
throw-in
f.
debriyajı kavratmak
12
Genel
threaten to throw someone in the river
f.
nehre atmakla tehdit etmek
13
Genel
throw someone in a dumpster
f.
birini çöp konteynırına atmak
14
Genel
throw someone in a dumpster
f.
birin çöp konteynerine atmak
15
Genel
throw in as a bonus
f.
(bir şey alana yanında ücretsiz bir şeyi) hediye olarak vermek
Phrasals
16
Öbek Fiiller
throw in
f.
araya sıkıştırmak
17
Öbek Fiiller
throw in
f.
laf arasında söylemek
18
Öbek Fiiller
throw in
f.
yorum eklemek
19
Öbek Fiiller
throw in
f.
dağıtmak
20
Öbek Fiiller
throw in
f.
(sıvıyı) enjekte etmek
21
Öbek Fiiller
throw in
f.
ortaya koymak
22
Öbek Fiiller
throw in
f.
katkıda bulunmak
23
Öbek Fiiller
throw in
f.
iç içe geçmek
24
Öbek Fiiller
throw in
f.
iç içe geçirmek
25
Öbek Fiiller
throw in with someone
f.
bir araya gelmek
26
Öbek Fiiller
throw in with someone
f.
birine katılmak
27
Öbek Fiiller
throw in with someone
f.
birlikte/beraber bir şey yapmak
28
Öbek Fiiller
throw in
f.
(satılan bir şeyin yanında bir şeyi ücretsiz) vermek
29
Öbek Fiiller
throw in
f.
içeri fırlatmak
30
Öbek Fiiller
throw in
f.
içeri savurmak
31
Öbek Fiiller
throw in
f.
teşvik olarak dağıtmak/vermek
32
Öbek Fiiller
throw in
f.
bedava dağıtmak/vermek
33
Öbek Fiiller
throw in
f.
hediye olarak vermek
34
Öbek Fiiller
throw in
f.
ücretsiz olarak vermek
35
Öbek Fiiller
throw in
f.
bir şeyin yanında bedava/ücretsiz olarak vermek
36
Öbek Fiiller
throw in
f.
ücretsiz bir şey eklemek
37
Öbek Fiiller
throw in
f.
bulaşmak
38
Öbek Fiiller
throw in
f.
işbirliği/ilişki içine girmek
39
Öbek Fiiller
throw in
f.
arasına girmek/katılmak
40
Öbek Fiiller
throw in
f.
debriyaja, gaza basmak
41
Öbek Fiiller
throw in
f.
debriyajı, gazı vermek
42
Öbek Fiiller
throw (something) in
f.
(bir şey) daha eklemek
Proverb
43
Atasözü
people who live in glass houses shouldn't throw stones
sırça köşkte oturan komşusuna taş atmamalı
44
Atasözü
people who live in glass houses shouldn't throw stones
kişi kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalıdır
45
Atasözü
people who live in glass houses shouldn't throw stones
dinime küfreden müslüman olsa
46
Atasözü
people who live in glass houses shouldn't throw stones
dinime söven müslüman olsa
47
Atasözü
those who live in glass houses not throw stones
sırça köşkte oturanlar başkalarına taş atmazlar
48
Atasözü
those who live in glass houses shouldn't throw stones
sırça köşkte oturan komşusuna taş atmamalı
49
Atasözü
those who live in glass houses shouldn't throw stones
kişi kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalıdır
50
Atasözü
those who live in glass houses shouldn't throw stones
dinime küfreden müslüman olsa
51
Atasözü
those who live in glass houses shouldn't throw stones
dinime söven müslüman olsa
Idioms
52
Deyim
throw one's hands up in the air
f.
pes etmek
53
Deyim
throw one's hands up in the air
f.
havlu atmak
54
Deyim
throw dust in one's eyes
f.
aldatmak
55
Deyim
throw dust in one's eyes
f.
kandırmak
56
Deyim
throw dust in one's eyes
f.
gözünü boyamak
57
Deyim
throw dust in one's eyes
f.
yanıltmak
58
Deyim
throw one's hat in the ring
f.
aday olmak
59
Deyim
throw one's hat in the ring
f.
adaylığını açıklamak
60
Deyim
throw one's hat in the ring
f.
adaylığını koymak
61
Deyim
throw in one's lot with
f.
alın yazısını paylaşmak
62
Deyim
throw oneself in the fire
f.
ateşe atılmak
63
Deyim
throw somebody in at the deep end
f.
birine zor bir görev vermek
64
Deyim
throw one's hand in
f.
boyun eğmek
65
Deyim
throw in someone's teeth
f.
başına kakmak
66
Deyim
throw one's hat in the ring
f.
bir yarışmaya yarışmacı olarak katılmak
67
Deyim
throw somebody in at the deep end
f.
birine zor bir iş vererek onu zor durumda bırakmak
68
Deyim
throw someone in the drink
f.
birisini denize/okyanusa atmak
69
Deyim
throw a spanner in the works
f.
çarkına etmek
70
Deyim
throw a monkey wrench in something
f.
çarkına etmek
71
Deyim
not having a pot to piss in nor a window to throw it out of
f.
çok fakir olmak
72
Deyim
throw one's hand in
f.
havlu atmak
73
Deyim
throw a spanner in the works
f.
engellemek
74
Deyim
throw something back in somebody's face
f.
elinin tersiyle itmek
75
Deyim
throw a monkey wrench in something
f.
engellemek
76
Deyim
throw in the towel
f.
havlu atmak
77
Deyim
throw in the sponge
f.
havlu atmak
78
Deyim
throw a spanner in the works
f.
işin içine etmek
79
Deyim
throw a monkey wrench in something
f.
işi bozmak
80
Deyim
throw a monkey wrench in the works (usa)
f.
işlere köstek olmak
81
Deyim
throw a wrench in the works (usa)
f.
işlere köstek olmak
82
Deyim
throw a monkey wrench in the works
f.
işi bozmak
83
Deyim
throw a spanner in the works
f.
işi bozmak
84
Deyim
throw a spanner in the works
f.
içine etmek
85
Deyim
throw a monkey wrench in the works
f.
işin içine etmek
86
Deyim
throw a spanner in the works (brit)
f.
işlere köstek olmak
87
Deyim
throw a spanner in the works
f.
işleri kösteklemek
88
Deyim
throw a monkey wrench in something
f.
içine etmek
89
Deyim
throw in one's lot with
f.
iyi ve kötü günlerini paylaşmak
90
Deyim
throw oneself in the fire
f.
kendini ateşe atmak
91
Deyim
throw a spanner in the works
f.
mani olmak
92
Deyim
throw one's hands up in horror
f.
korkudan dehşete düşmek
93
Deyim
throw a monkey wrench in something
f.
mani olmak
94
Deyim
throw a monkey wrench in the works
f.
oyununu bozmak
95
Deyim
throw in one's lot with
f.
kaderini paylaşmak
96
Deyim
throw in one's lot with
f.
kaderine ortak olmak
97
Deyim
throw one's hands up in horror
f.
ödü bokuna karışmak
98
Deyim
throw a monkey wrench in the works
f.
köstek olmak
99
Deyim
throw in the sponge
f.
pes etmek
100
Deyim
throw one's hand in
f.
pes etmek
101
Deyim
throw a monkey wrench in the works
f.
planı suya düşürmek
102
Deyim
throw a spanner in the works
f.
pişmiş aşa su katmak
103
Deyim
throw a monkey wrench in something
f.
pişmiş aşa su katmak
104
Deyim
throw a monkey wrench in something
f.
taş koymak
105
Deyim
throw a spanner in the works
f.
tekere çomak sokmak
106
Deyim
throw a monkey wrench in something
f.
tekere çomak sokmak
107
Deyim
throw a monkey wrench in the works
f.
tekerine çomak sokmak
108
Deyim
throw a spanner in the works
f.
taş koymak
109
Deyim
throw in the sponge
f.
teslim bayrağını çekmek
110
Deyim
throw something back in somebody's face
f.
(tavsiyeyi/öneriyi vb) geri çevirmek
111
Deyim
throw something in someone's face
f.
(bir şeyi) birinin yüzüne vurmak
112
Deyim
throw in the towel
f.
yenilgiyi kabul etmek
113
Deyim
throw one's hand in
f.
yenilgiyi kabullenmek
114
Deyim
throw something back in somebody's face
f.
(tavsiyeyi/öneriyi vb) reddetmek
115
Deyim
throw in the sponge
f.
yenilgiyi kabul etmek
116
Deyim
throw dust in (one's) face
f.
(birini) yanlış yönlendirmek
117
Deyim
throw dust in (one's) face
f.
(birini) kandırmak/yanıltmak
118
Deyim
throw dust in (one's) face
f.
(birini) göremez hale getirmek/uyutmak
119
Deyim
throw up your hands/arms in despair
f.
şiddetle karşı çıkmak
120
Deyim
throw up your hands/arms in despair
f.
çok endişelenmek
121
Deyim
throw up your hands/arms in despair
f.
eli ayağı boşalmak/titremek
122
Deyim
throw up your hands/arms in horror
f.
şiddetle karşı çıkmak
123
Deyim
throw up your hands/arms in horror
f.
çok endişelenmek
124
Deyim
throw up your hands/arms in horror
f.
eli ayağı boşalmak/titremek
125
Deyim
throw up (one's) hands in despair
f.
pes etmek
126
Deyim
throw up (one's) hands in despair
f.
umudunu kesmek
127
Deyim
throw up (one's) hands in despair
f.
umudunu yitirmek
128
Deyim
throw up (one's) hands in despair
f.
isteksizce/çaresizce boyun eğmek
129
Deyim
throw up (one's) hands in despair
f.
çaresizce teslim olmak
130
Deyim
throw up (one's) hands in despair
f.
kaderine razı olmak
131
Deyim
throw up (one's) hands in despair
f.
çaresizce kabullenmek
132
Deyim
throw up (one's) hands in despair
f.
havlu atmak
133
Deyim
throw one's hat in the ring
f.
yarışmaya girmek
134
Deyim
throw one's hat in the ring
f.
bir yarışmaya yarışmacı olarak katılmak
135
Deyim
throw one's hat in the ring
f.
aday olmak
136
Deyim
throw one's hat in the ring
f.
adaylığını koymak
137
Deyim
throw one's hat in the ring
f.
seçimlere adaylığını koymak
138
Deyim
throw (one's) name in the hat
f.
bir seçmeye katılmak için (kendinin/birinin) ismini yazdırmak
139
Deyim
throw (one's) name in the hat
f.
seçmelere isim yazdırmak
140
Deyim
throw (one's) name in the hat
f.
seçmelere (kendinin/birinin) ismini yazdırmak
141
Deyim
throw (one's) name in the hat
f.
yarışmaya, başvuru havuzuna, seçimlere katılmak için isim yazdırmak
142
Deyim
throw (one's) name in the hat
f.
yarışmaya, başvuru havuzuna, seçimlere katılmak için (kendinin/birinin) ismini yazdırmak
143
Deyim
throw (one's) arms up in despair
f.
umutsuzluğa düşmek
144
Deyim
throw (one's) arms up in despair
f.
inancını kaybetmek
145
Deyim
throw (one's) arms up in despair
f.
umutsuzluğa kapılmak
146
Deyim
throw (one's) arms up in despair
f.
umudunu kesmek
147
Deyim
throw (one's) arms up in despair
f.
pes etmek
148
Deyim
throw (one's) arms up in despair
f.
kendini bırakmak
149
Deyim
throw (one's) arms up in despair
f.
başarısızlığa teslim olmak
150
Deyim
throw (one's) arms up in despair
f.
havlu atmak
151
Deyim
throw (one's) arms up in despair
f.
mücadeleyi bırakmak
152
Deyim
throw (one's) arms up in despair
f.
başarısızlığı/yenilgiyi kabullenmek
153
Deyim
throw (one's) arms up in despair
f.
kaderine razı olmak
154
Deyim
throw (one's) arms up in horror
f.
dehşete düşmek
155
Deyim
throw (one's) arms up in horror
f.
şok olmak
156
Deyim
throw (one's) arms up in horror
f.
inanamamak
157
Deyim
throw (one's) hands up in despair
f.
umutsuzluğa düşmek
158
Deyim
throw (one's) hands up in despair
f.
inancını kaybetmek
159
Deyim
throw (one's) hands up in despair
f.
umutsuzluğa kapılmak
160
Deyim
throw (one's) hands up in despair
f.
umudunu kesmek
161
Deyim
throw (one's) hands up in despair
f.
pes etmek
162
Deyim
throw (one's) hands up in despair
f.
kendini bırakmak
163
Deyim
throw (one's) hands up in despair
f.
başarısızlığa teslim olmak
164
Deyim
throw (one's) hands up in despair
f.
havlu atmak
165
Deyim
throw (one's) hands up in despair
f.
mücadeleyi bırakmak
166
Deyim
throw (one's) hands up in despair
f.
başarısızlığı/yenilgiyi kabullenmek
167
Deyim
throw (one's) hands up in despair
f.
kaderine razı olmak
168
Deyim
throw up (one's) hands in despair
f.
istemeye istemeye teslim olmak
169
Deyim
throw up (one's) hands in despair
f.
çaresizce pes etmek/teslim olmak
170
Deyim
throw up (one's) hands in despair
f.
çaresizce boyun eğmek
171
Deyim
throw up (one's) hands in frustration
f.
sinirlenip pes etmek
172
Deyim
throw up (one's) hands in frustration
f.
sinirlenip havlu atmak
173
Deyim
throw up (one's) hands in frustration
f.
istemeye istemeye kabullenmek
174
Deyim
throw (something) in (one's) face
f.
(bir şeyi) kaba bir şekilde geri çevirmek
175
Deyim
throw (something) in (one's) face
f.
kaba bir şekilde reddetmek
176
Deyim
throw something in someone's face
f.
bir şeyi birinin suratına fırlatmak/atmak
177
Deyim
throw something in someone's face
f.
bir şeyi birinin suratına püskürtmek
178
Deyim
throw something in someone's face
f.
birinin yüzüne su çarpmak
179
Deyim
throw something in someone's face
f.
bir şeyi birinin yüzüne vurmak
180
Deyim
throw in someone's face
f.
birinin yüzüne vurmak
181
Deyim
throw (one's) arms up in frustration
f.
sinirle ellerini kaldırmak
182
Deyim
throw (one's) arms up in frustration
f.
inanamaz bir şekilde kollarını havaya kaldırmak
183
Deyim
throw (one's) arms up in frustration
f.
sinirlenip havlu atmak
184
Deyim
throw (one's) arms up in frustration
f.
sinirlenip pes etmek
185
Deyim
throw (someone or something) in the drink
f.
(birini/bir şeyi) suya atmak
186
Deyim
throw (something) back in (one's) face
f.
elinin tersiyle itmek
187
Deyim
throw (something) back in (one's) face
f.
(tavsiyeyi/öneriyi) geri çevirmek
188
Deyim
throw (something) back in (one's) face
f.
(tavsiyeyi/öneriyi) reddetmek
189
Deyim
throw a monkey wrench in (something) [uk]
f.
(bir şeyin) çarkına etmek
190
Deyim
throw a monkey wrench in (something) [uk]
f.
(bir işi) bozmak
191
Deyim
throw a monkey wrench in (something) [uk]
f.
(bir şeyin) içine etmek
192
Deyim
throw a monkey wrench in (something) [uk]
f.
(bir işe) taş koymak
193
Deyim
throw a monkey wrench in (something) [uk]
f.
(bir şeyin) tekerine çomak sokmak
194
Deyim
throw a spanner in the works [uk]
f.
işlerin çarkına etmek
195
Deyim
throw a spanner in the works [uk]
f.
işeri bozmak
196
Deyim
throw a spanner in the works [uk]
f.
işlerin içine etmek
197
Deyim
throw a spanner in the works [uk]
f.
işe taş koymak
198
Deyim
throw a spanner in the works [uk]
f.
işe tekerine çomak sokmak
199
Deyim
throw hands up in horror
f.
ödü bokuna karışmak
200
Deyim
throw hands up in horror
f.
korkudan dehşete düşmek
201
Deyim
throw in (one's) hand
f.
havlu atmak
202
Deyim
throw in (one's) hand
f.
pes etmek
203
Deyim
throw in (one's) hand
f.
yenilgiyi kabullenmek
204
Deyim
throw (in) (one's) lot with (someone or something)
f.
(birine/bir gruba) katılmak
205
Deyim
throw (in) (one's) lot with (someone or something)
f.
(birinin/bir grubun) iyi ve kötü günlerini paylaşmak
206
Deyim
throw (in) (one's) lot with (someone or something)
f.
(birinden/bir gruptan) desteğini çekmemek/esirgememek
207
Deyim
throw in face
f.
kaba bir şekilde geri çevirmek
208
Deyim
throw in face
f.
kaba bir şekilde reddetmek
209
Deyim
throw in face
f.
suratına fırlatmak/atmak
210
Deyim
throw in face
f.
suratına püskürtmek
211
Deyim
throw in face
f.
yüzüne vurmak
212
Deyim
throw in with
f.
ile bir araya gelmek
213
Deyim
throw in with
f.
'-e katılmak
214
Deyim
throw in with
f.
ile birlikte/beraber bir şey yapmak
215
Deyim
throw in with
f.
kaderine ortak olmak
216
Deyim
throw in with
f.
kaderini paylaşmak
217
Deyim
throw in your hand
f.
havlu atmak
218
Deyim
throw in your hand
f.
pes etmek
219
Deyim
throw in your hand
f.
yenilgiyi kabullenmek
220
Deyim
throw in your lot with
f.
alın yazısını paylaşmak
221
Deyim
throw in your lot with
f.
iyi ve kötü günlerini paylaşmak
222
Deyim
throw in your lot with
f.
kaderine ortak olmak
223
Deyim
throw in your lot with
f.
kaderini paylaşmak
224
Deyim
throw in your lot with somebody
f.
birinin alın yazısını paylaşmak
225
Deyim
throw in your lot with somebody
f.
birinin iyi ve kötü günlerini paylaşmak
226
Deyim
throw in your lot with somebody
f.
birinin kaderine ortak olmak
227
Deyim
throw in your lot with somebody
f.
birinin kaderini paylaşmak
228
Deyim
throw up (one's) hands in horror
f.
korkudan dehşete düşmek
229
Deyim
throw up (one's) hands in horror
f.
ödü bokuna karışmak
230
Deyim
throw your hand in
f.
çekilmek
231
Deyim
throw your hand in
f.
havlu atmak
232
Deyim
throw your hand in
f.
bırakmak
233
Deyim
throw your hand in
f.
vazgeçmek
234
Deyim
throw your hat in the ring
f.
aday olmak
235
Deyim
throw your hat in the ring
f.
adaylığını açıklamak
236
Deyim
throw your hat in the ring
f.
adaylığını koymak
237
Deyim
throw your hat in the ring
f.
bir yarışmaya yarışmacı olarak katılmak
238
Deyim
throw your hat in the ring
f.
yarışmaya girmek
239
Deyim
throw dust in the eyes of
f.
kafasını karıştırmak
240
Deyim
throw dust in the eyes of
f.
yanlış yönlendirmek
241
Deyim
don't have a pot to piss in (or a window to throw it out of)
expr.
züğürt
Speaking
242
Konuşma
never throw in the towel
expr.
asla vazgeçme/havlu atma
243
Konuşma
don’t throw it back in my face later
expr.
bunu daha sonra yüzüme vurma
Technical
244
Teknik
throw in
f.
(çark dişleri) birbirine geçmek
245
Teknik
throw in
f.
içeri atmak
Computer
246
Bilgisayar
throw in
f.
(dizgiyi) birimlerine ayırarak uygun şekilde depolamak
247
Bilgisayar
throw in
f.
uygun kartuşa dönmek
248
Bilgisayar
throw in
f.
katılmak
Mechanic
249
Mekanik
throw in gear
f.
bağlamak
250
Mekanik
throw in gear
f.
bağlantıyı kesmek
251
Mekanik
throw in gear
f.
sokmak
252
Mekanik
throw in gear
f.
iç içe geçirmek
Sport
253
Spor
throw-in
i.
(basketbolda) kenardan oyunu başlatmak için yapılan pas
254
Spor
throw in
i.
taç atışı
255
Spor
throw-in
f.
poloda rakip oyuncular arasında bir atış
256
Spor
throw-in
f.
(boksta) havlu atmak
Football
257
Futbol
proper throw-in
i.
nizami taç atışı
258
Futbol
throw-in
i.
taç
259
Futbol
throw-in
i.
taç atışı
260
Futbol
long throw-in
i.
uzun taç atışı
261
Futbol
begin with a throw-in
f.
taç atışıyla başlamak
262
Futbol
throw-in
f.
taç kullanmak
263
Futbol
take a throw-in
f.
taç kullanmak
264
Futbol
take a throw-in
f.
taç atmak
265
Futbol
throw-in
f.
taç atmak
Baseball
266
Beysbol
throw-in
i.
dış saha oyuncusunun iç sahaya yaptığı atış
Card
267
İskambil
throw-in
i.
briçte rakibi dezavantajlı konuma sokmak için yapılan bir oyun
Slang
268
Argo
throw in a buck
expr.
bir dolar at
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of throw (in)
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy